Persembeliyim-Forum
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

03.08.2010-Persembe beldemizde sap hastaligi görüldü

Aşağa gitmek

03.08.2010-Persembe beldemizde sap hastaligi görüldü Empty 03.08.2010-Persembe beldemizde sap hastaligi görüldü

Mesaj  fenerkolik_67 Çarş. Ağus. 04, 2010 6:11 pm

PERŞEMBE BELDEMİZDE ŞAP HASTALIĞI GÖRÜLDÜ

3 Ağustos 2010 Salı günü saat 15.00'de Perşembe Belediyesinden yapılan anonsta, Beldemizde şap hastalığı görüldüğü ve Perşembe'nin karantina altına alındığı duyuruldu.
Yapılan anonsta, Perşembe'ye ikinci bir duyuruya kadar hayvan giriş çıkışlarının yasaklandığı belirtilirken, hayvan sahibi vatandaşların, hayvanlarını meraya salmaması istendi.



ŞAP HASTALIGI NEDİR ?

Halk arasında tabak hastalığı olarak bilinen, bütün çift tırnaklı hayvan türlerinde görülebilen bulaşıcı bir hastalıktır.

Aft Humması, ayak-ağız hastalığı (foot-mouth disease) isimleri de kullanılmaktadır.

Sığırlar, domuzlar, koyunlar ve keçiler hastalığa çok çabuk yakalanırlar. Bunun yanı sıra hayvanat bahçesindeki bazı hayvanlarla doğal hayattaki kirpi, fare, ceylan gibi hayvanlar da hastalığa yakalanabilmekte.

Öncelikli olarak hayvanın ağız içi, tırnaklar, memeler, işkembe de çeşitli (kesecikler) yaralarla karakterizedir. Hayvan, yaşına ve cinsiyetine göre hassasiyet gösterir. Şap hastalığının etkeni bir virüs olup, birbirinden farklı 7 tipi mevcuttur. Bunlar A, O, C, Sat 2, Sat 3 ve Asya 1 Tipi olarak adlandırır. Tiplerin içinde ayrıca çok sayıda alt tipler mevcuttur. Koruyucu aşılar buna göre hazırlanır.

Bulaşma

Hasta hayvanların sağlamlara teması, idrar, gübre, süt, sparma ile bulaşma olur. Ayrıca hastalık etkeninin bulaşmış olduğu deri, yem, yataklık, ot, su, bakıcı, nakil vasıtaları, hastalıklı etlerden yapılan salam, sosis, gibi ürünler ile fare, kuş, yılan, kaplumbağa, gibi taşıyıcılarla da bulaştırma mümkündür.

Şap, sürüler arasında direk temas ve havadaki virüsün teneffüs edilmesiyle bulaşıyor. Sap virüsü, karada rüzgar yoluyla kilometrelerce uzaklara taşınabiliyor. Suda ise mesafe daha da artıyor. Hasta hayvanların hareket etmesi şapı ayrı sürülere bulaştırabiliyor. Araçlar, aletler, tarım ürünleri ve insanlar da taşıma görevi görüyor. Virüs uzun süre etlerde,iliklerde, iç organlarda ve pastörize edilmemiş ürünlerde yaşayabiliyor.

Hastalık Belirtileri

İçi su dolu kabarcıklar ilk belirtiler. Diğer belirtiler arasında ise topallık, uyuşukluk, iştah kaybı ve sütten kesilme bulunuyor.

Hastaların ağızlarından ip gibi salya akar, ateş 40 -41 C, ağız şapırdatması ve sütten kesilme, dilinde, dişetlerinde, dudağın iç kısmında mercimek veya fındık büyüklüğünde su keseleri (veziküller) görülür. Takip eden günlerde ayak tırnak aralarında, memelerde, boynuz diplerinde, burunda enfekte yaralar oluşur.

Kültür ırkı sığırlarda ve körpe buzağılarda hastalık çok çabuk seyreder. Hastalık belirtileri tam olarak meydana çıkmadan solunum güçlüğü ve kalp yetmezliğinden aniden ölebilirler.

İNSANLARDA HASTALIK BELİRTİLERİ

Hastalıklı hayvanların sütünü içen küçük çocuklarda, bulaşık yer ve eşyaları kullanan yetişkinlerde de ağız, göz ve parmak aralarında küçük su kesecikleri görülebilir.

İnsanlar için tehlikeli olmadığı düşünülmektedir. İngiltere de 1966 yılında, insanda sadece bir vakaya rastlandı. Nezlenin belirtilerine benziyordu ve ellerde kabarcıklar oluşmuştu.

İnsanlar, virüsten etkilenmiş bir hayvanın etini tüketmekle veya diğer insanlardan hastalığı kapamaz.

Etkenin (Virüsün) Dayanıklılığı:

1) Direkt güneş ışınları karşısında kısa zamanda harap olur.

2) Isıya dayanıksız olup, 60- 65 oC de, 30 dak. 85 oC de ise derhal ölür.

3) Çevre şartları: Etken, kuruluğu, soğuk ve karanlığı sever

4) Sığır derisi ve kıllarda, 4 hafta; Lastik çizmelerde, 14 hafta; Samanda, 15 hafta; Toprakta, 4 hafta; Kuru otlarda ve danelerde, 5 ay hastalık yapma gücünü korur.

5) 1 / 2000 lik konsantre formol; % 3-5 Çamaşır Sodası; % 4-5 lik Sodyum Karbonat (Soda); 1 / 10 oranında sulandırılmış sirke yahut %4 lük Alkol; 1 / 200 lük Potasyum Permanganat; 1 / 250 lik lodophore gibi antiseptiklere karşı hassastırlar.

Hasta hayvanların ağız, ayak ve memelerinde meydana gelen yaraların çabuk iyileşmesi için yukarıdaki antiseptiklerle yıkanması yanında, güçlü antibiyotikler ve pomatlar tatbik edilerek iyileşme hızlandırılır.

Sürü tedavilerinde, ahırın kapısına 15 -20 cm derinlikte uygun uzunlukta beton havuzlar yapılarak, içerisine %2 lik çamaşır sodası veya %5 lik formolün göz taşı doldurarak hayvanlar içerisinden geçirilir.

Hayvanlarda Koruyucu Önlemler:

1. Bir yaşına kadar olanlara 4 ayda bir, bir yaşından sonra 6 ayda bir kombine aşılar yapılmalıdır. Aşılar soğuk zincir içerisinde taşınmalı ve kurallara uygun tatbik edilmeli

2. Yeni satın alınan hayvanlar en az 10 gün karantinaya alınmalı.

3. Ahırlara hayvan bakıcısından başkasının girmemesi, bakıcının ahırda özel elbise, çizme kullanması

4. Sağım öncesi ve sonrası malzemelerin mutlaka sıcak su ile yıkanması

5. Hastalıklı bölgelerden asla hayvan alınmamalı

6. Ölen hayvanların yakılarak yahut derin çukurlara gömülüp üzerine kireç dökülmeli, kullanılan, malzemeler 70-80 oC kaynatılmalıdır.(hekimce.com)
fenerkolik_67
fenerkolik_67

Mesaj Sayısı : 41
Kayıt tarihi : 05/04/10
Nerden : Almanya

http://www.persembeliyim.tr.gg

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz